top of page

TÜRKİYE'DE YENİDEN YAPILANMA

Güncelleme tarihi: 20 Ağu

Bu çalışma, Yapısal Değişim ile Yapısal Reform kavramlarını ayırarak Türkiye’nin 23 senedir içinde bulunduğu kötü yönetim sarmalından kurtulup, kurtulduktan sonra ülke ve halk için gerekli olan siyasal, sosyal ve ekonomik reform alanlarını ele alır; yapısal reformların çerçeve, uyum ve bağımsızlık gerektirdiğini vurgular ve özellikle eğitim, adalet, ekonomi-üretim, vergi sistemi, sosyal güvenlik, enerji ve bankacılık gibi alt alanlarda nasıl adımlar atılması gerektiğini inceler.


Olası bir erken seçim öncesi muhalefet bloğunun vakit kaybetmeden düzenli bir şekilde halka anlatması gereken en önemli konu başlıklarını aşağıdaki gibi listeleyebiliriz.

ree

Ana Noktalar


  • Ana saptama : Ülkenin acil Yapısal Değişim ve Yapısal Reformlara ihtiyacı vardır. 23 Senedir ülkeyi ‘’yöneten’’ mevcut iktidar bu yapısal reformları yapacak niyet-bilgi ve yetkinliğe sahip değildir. Bu iktidarın hedefi mevcut durumunu (status quo) sürdürmek, tek adam yetki ve kararları ile ülkeyi yönetmek ve halkın fakirleşmesi, zenginin daha zengin olmasına neden olan oligarşik düzeni devam ettirmektir. Bu yönetim tarzı ise küresel liberal ve vahşi kapitalist düzenin ülkede acımasızca uygulanması sonucunu doğurmaktadır. Böyle bir yönetim anlayışının (Vahdettin anlayışı da diyebiliriz) kendi iktidar ve ikbalini sürdürmekten başka bir düşüncesi yoktur. 21.Yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti gibi 100 yıllık bir cumhuriyet ve belli ölçüde demokrasi geleneğinden gelen bir ülkenin bu düzensizlik içinde devam etmesi olası gözükmemektedir. Son dönemde iktidar tarafından muhalefet ve halka karşı yapılan hukuksuz uygulamaların sıklıkla ortaya çıkması iktidardaki kan kaybı ve çaresizliğin bir işareti olarak gözükmektedir. Ülkenin ana sütunları olan Yasama-Yürütme-Yargı arasındaki güçler ayrılığı ilkesini ortadan kaldıran iktidar elindeki bütün güçle muhalefet, muhalif basın ve halk üzerinde ciddi bir baskı kurmaktadır. Biraz önce de belirttiğimiz gibi, bu durumda muhalefet bloğuna tarihi bir çaba ve direniş örgütleme görevi düşmektedir. Bunlardan biri de bu makalemizde ele almakta olduğumuz ülkede ivedilikle hayata geçirilmesi elzem olan, mevcut iktidarın yapmayacağı, yapamayacağı, Yapısal değişim ve Yapısal Reformların halka anlatılması ve halkın ikna edilmesi suretiyle erken seçim sürecinin hızlandırılmasıdır.


  • Yapısal değişim ile yapısal reformların birlikte ele alınması önemlidir; değişim kendiliğinden ilerlerken, reform daha verimli ve dayanıklı bir sistem için bilinçli yapılandırmayı amaçlar.

  • Türkiye’de yapısal değişim örneği olarak tarımdan sanayiye ve hizmetlere geçişin payları örnek olarak şöyle gösterilebilir; (1968: tarım 33%, sanayi 17%, hizmetler 50% / 2016: tarım 8%, sanayi 33%, hizmetler 59%).

  • Yapısal reformlar, ekonomik sistemin çerçevesini değiştiren, siyasal, yargısal, eğitsel ve kurumsal alanları kapsayan geniş bir uygulama setidir.

  • Siyasal reformlar başlığı altında parlamenter sistemi hayata geçirmeye yönelik anayasa değişikliği, seçim sistemi ve parti mevzuatı reformları öncelikli olarak ele alınmalıdır. Yargı sisteminin siyasete olan bağımlılığından kurtulması ve parlamenter rejime geçişin esası olan güçler ayrılığı prensibi reformu elzemdir. Özetle bağımsız bir adalet sistemi hem iç huzur ve ekonomik gelişim hem de dış yatırımcı güven ortamı için olmazsa olmazdır.

  • Sosyal reformlar içinde özellikle eğitim sisteminin tarikatların etkisinden arındırılarak bilimsel temele oturtulması genç nesillerimiz ve ülke geleceği için büyük öneme sahiptir.

  • Ekonomik reformlar, büyümenin ithalata bağımlılığını azaltmak, cari açığı düşürmek, vergi sistemi reformu ve sosyal güvenlik/sağlık maliyetlerini sürdürülebilir kılmak üzere bir dizi tedbiri içerir.

  • Bütçe gelirlerinin durumsal etkilerden arındırılması için dolaylı vergilerin payını azaltıp dolaysız vergileri güçlendirmek önerilmektedir; bu, adaletli vergileme ile kayıt dışılık ta azaltılabilir. Fakirleştirilmiş toplumdan normalleşene kadar vergi almamak (vergiyi azaltmak), servet sahibi zengin kesimden alınacak vergileri artırmak geçiş dönemi için önemli bir atılım olacaktır. Geçiş sürecinde her kesimin elini taşın altına sokması gerekecektir.

  • Enerji bağımlılığını azaltacak tasarruf önlemleri ve yerli yenilenebilir enerji ile nükleer enerji gibi kaynakların geliştirilmesi ile ilgili projeler çok önemlidir. Özelleştirilen enerji şirketlerinin (elektrik, vb...) yeniden kamulaştırılması gerekli gözükmektedir.

  • Kurumsal reformlar, Merkez Bankası ve bağımsız kurumların (Tüik gibi…) bağımsızlığını sağlamayı ve istatistiklerin güvenilirliğini artırmayı içerir.

  • Yapısal reformların uygulanabilirliği için toplumsal ve siyasal uzlaşı gerekliliği vardır; görüş ayrılıkları nedeniyle bazen reformların hayata geçirilemediği görülmüştür. Özellikle ülkemizin güncel kriz durumu göz önünde tutularak muhalefet bloğunun yapısal reformlarda uzlaşması erken seçime giderken çok önemlidir. Dolayısıyla, söz konusu reform ve değişim çalışmaları tek bir siyasal parti olarak değil tüm muhalefet bloğunun katılımı ve uzlaşısı ile ele alınmalıdır.

  • AB üyeliğinin sosyal, siyasal ve yargısal reformlar açısından katalizör görevi görmesi, AB müktesebatına uyum hedefi (AB’ye üye olunmasa bile) bu alanlarda ülke standartlarını yeniden oluşturup karşılamak için önemli bir yol haritası olarak görülmelidir.

  • Özelleştirme bir süre yerini kamulaştırmaya bırakmalı, özelleştirilen telekomünikasyon, sağlık, enerji ve eğitim sektörü şirketleri ulusal hedefler ve bilimsel yeniden yapılandırma amacıyla kamulaştırılmalıdır.

  • Özelleştirme, geçici gelir artırıcı bir araç olarak diğer yapısal reformların finansmanında kullanılabilse de mevcut ekonomik ve yönetsel kriz koşullarında likidite daralması nedeniyle, reformlar için kaynak zorluğu ortaya çıkar. Bunun için alternatif gelir kaynakları yaratılmalıdır.

 

Türkiye’nin eğitim, adalet ve kurumsal bağımsızlık alanlarında acil konumda olan reformlarını, mevcut sorunlar ve hedeflenen sonuçlar göz önüne alarak şu şekilde özetleyebiliriz :


Eğitim alanında acil reformlar

ree

  1. Eleştirel ve bilimsel temellere dayalı müfredat ve ölçme-değerlendirme sisteminin kurulması: PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) gibi uluslararası değerlendirmelerle paralel, eleştirel düşünce, problem çözme ve dijital okuryazarlığı güçlendirecek içeriklerin eğitim sistemine entegrasyonu.

  2. Fen, matematik ve yetenek temelli erken çocukluk eğitimine yatırım: Nitelikli öğretmenler, uygun öğretim materyalleri ve erişilebilirlik artırılmalı.

  3. Öğretmen yetiştirme ve mesleki gelişim: Adaylık, staj ve kariyer basamaklarında sürdürülebilir kariyer yolları; Ülke orta ve uzun vadeli gelişim politikalarına yönelik planlı performans ve eğitim ihtiyaçlarına dayalı sürekli eğitim.

  4. Adil ve kapsayıcı erişim: Kırsal ve dezavantajlı bölgelerde altyapı, bütçe ve kaynak dağıtımının eşitlenmesi; özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenciler için destekler.

  5. Eğitim finansmanının özerk ve sürdürülebilir kılınması: Dolaylı vergilerin payını azaltıp uzun vadeli bütçe öngörülebilirliği sağlanması.

  6. Günümüzde öğretmenlerimizin karşılaştığı başlıca sorunlar arasında sınıfların kalabalık olması, velilerin eğitim seviyelerinin düşüklüğü ve maaş yetersizlikleri öne çıkmaktadır. Bu sorunlar, öğretmenlerin motivasyonunu, verimliliğini ve mesleki gelişimini olumsuz etkilemekte; kamuda atama ve mülakatlerin belli bir kesimi kayıracak şekilde yapılması ise atama bekleyen öğretmen-memur yığınlarına, işsizliğe neden olmaktadır. Devletin her konuda olduğu gibi eğitim alanında da orta ve uzun vadeli planlar yaparak öğretmen ihtiyaçlarının belirlenmesi çok önemlidir. Teknoloji, katma değerli üretim hedefleri konmalıdır.

  7. Genç nesillerimiz Türk Tarihi, Türk Dili ve Türk üst kimliği konusunda Atatürk'ün Türk Tarih Tezi çalışmaları ışığında yeni bir müfredat oluşturularak bilgilendirilmeli, kendi öz kültür değerleri, coğrafyaları, tarihi ve arkeolojik, antropolojik verileri hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır. ''Türkler Anadolu'ya ilk defa 1071'de geldiler'' savı müfredatlardan çıkarılmalı; onun yerine Atatürk'ün ''Türk Ulusu, sen Anadolu denilen bu yurda sonradan gelenlerin değil, ilk yerleşip medeniyet kuranların çocuklarısın'' tümcesi temel alınmalıdır!

  8. Yüksek Öğretim’e gelecek olursak; ülkeye her alanda katkı verecek ve yönetecek mezun gençlerimizin eğitim gördüğü Yüksek Öğrenim kurum yönetimlerinin özerkliklerinin yeniden sağlanması, kendi özerk iç yönetim dinamiklerine göre rektör atamalarının yapılması gerekmektedir. Son dönemlerde rektör atamalarının iktidar tarafından yapılması özgür düşünce kuruluşlarımız olan üniversitelerimizin kuruluş felsefelerine aykırı bir durumdur.

 

Adalet alanında acil reformlar

ree

Yargı bağımsızlığı, yargının, hükümetin diğer organlarından, özel veya kamu kurumlarından ve bireylerden bağımsız olması gerektiği anlamına gelir. Günümüzde bu durum fiilen ortadan kalkmıştır. Bu bağımsızlığın yeniden tesis edilmesi için, mahkemelerin ve hakimlerin kararlarını herhangi bir dış etkiden uzak, tarafsız ve adil bir şekilde verebilmelerinin önünü açmak gerekmektedir. Yargı bağımsızlığı, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin temel bir unsuru olup, adaletin sağlanması ve vatandaşların haklarının korunması için vazgeçilmezdir. Aynı zamanda yargı bağımsızlığı, mahkemelerin ve hakimlerin sahip olması gereken dış baskı ve siyasi etkiden uzak normatif bir bağımsızlık türünü de ifade eder. Ayrıca yargı kurumları arasındaki hiyerarşik yetki alanlarının göz ardı edilmesine yönelik uygulamaların ortadan kalkması son derece önemlidir.

ree

  1. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı: Yargı mensuplarının atama süreçlerinde şeffaflık, erken teminatlar ve etik standartların güçlendirilmesi.

  2. Hukuk altyapısının hız ve verimliliği: Tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının kullanımının artırılması; mahkeme süreçlerindeki karar sürelerinin kısaltılması.

  3. Yargı güvenliği ve erişilebilirlik: Düşük gelirli ve savunmasız kesimlerin hukuki desteğe erişimin artırılması; kamu avukatlığı kapasitesinin güçlendirilmesi.

  4. Camia ve bağımsız denetim: Adli idari süreçlerde denetim ve hesap verebilirlik mekanizmalarının güçlendirilmesi.

  5. Günümüzde Yargı mekanizması iktidarın denetiminde gibi gözükmekle birlikte, bünyesinde ''Ak Toroslar'' adı ile gündeme gelen kontrol dışı bir oluşumun ortaya çıktığını görmekteyiz. Bazı itirafçıların mesnetsiz, kanıtsız beyanlarına dayanarak, güvenlik güçlerini de kullanmak suretiyle, bütün muhalif belediye başkanlarını ve muhalefet kesimlerini suçsuzluk karinesini de çiğneyerek hapse atmaktalar. Bu tehlikeli çeteleşme durumu ile ilgili Sayın Mansur Yavaş'ın aşağıdaki beyanı çok çarpıcı olup acil tedbir alınmasını gerektiriyor:


''Rakibimiz artık Ak Parti falan değil. Görünen o ki, bundan sonra biz sadece ve sadece savcı, adliyeler ve güvenlik güçleri ile karşı karşıya geleceğiz.''

 

Kurumsal bağımsızlık alanında acil reformlar

ree
  1. Merkez Bankası ve bağımsız kurumların özerkliğinin korunması: Finansal istikrar, enflasyonun engellenmesi için operasyonel bağımsızlık, siyasi müdahalelerin minimize edilmesi.

  2. İstatistik ve veri güvenilirliği: Resmi istatistiklerin tarafsız, zamanında ve şeffaf biçimde sunulması; veri kalitesinin iyileştirilmesi ve halkla şeffaf olarak paylaşılması.

  3. Kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik: E-devletleşme, açık veri politikaları, ihale süreçlerinde rekabet ve yolsuzlukla mücadele altyapısı. Veri güvenliği altyapısının güçlendirilmesi. İç ve dış siber tehditlere karşı güvenlik standartlarının güçlendirilmesi.

  4. Kurumsal kapasitelerin güçlendirilmesi: Stratejik planlama, performans ölçümü, kurumsal risk yönetimi ve insan kaynağı çeşitliliği konularında kapasite geliştirme.

 

Bu üç alanda acil reformlar için ortak koşullar


  • Siyasi ve toplumsal uzlaşının sağlanması: Reformlar uzun vadeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir uzlaşmayla ilerlemeli. Muhalefet bloğunun halkla uzlaşmasının sağlanması.

  • Finansman ve mali sürdürülebilirlik: Reformlar bütçe kaynaklarıyla dengeli ve izlenebilir şekilde finanse edilmeli; özelleştirme gibi geçici kaynaklar dikkatli kullanılmalı.

  • Bağımsızlık ve tarafsızlık vurgusu: Reformlar, bağımsız kurumlar ve tarafsız hukuk-denetim ortamında uygulanmalı.

  • AB uyumu ve Avrupa standartlarıyla entegrasyon: Standartlar ve en iyi uygulamalarla paralellik hedeflenmeli.

 

 Ülkemizde son 25 yılda sürekli kan kaybetmiş olan tarım alanında yapılması gerekenler

Toprak ağalarına ağır gelen Toprak-Tarım Reformu
Toprak ağalarına ağır gelen Toprak-Tarım Reformu
  • Tarım reformu gerekli düzenlemelerinin gerçekleştirilebilmesi için ön koşul tarımsal veri tabanı ve çiftçi kayıt sisteminin oluşturulmasıdır. Bu, reformun temelini oluşturacak, doğru politikaların geliştirilmesini sağlayacaktır.

  • Ayrıca, toprak reformu çalışmaları, topraksız veya yetersiz toprağa sahip çiftçilere toprak dağıtımı ve toprakların verimli kullanılmasına yönelik düzenlemelerle desteklenmelidir. Feodal eğilimlerin sürdüğü bölgelerde gerekli düzenlemeler yapılmalı ve denetim mekanizmaları kurulmalıdır.

  • Tarımsal destek ödemelerinin etkin bir şekilde yönetilmesi, çiftçinin maliyetlerinin azaltılması, uzun vadeli tarımsal planlar eşliğinde ithalatın kontrol altında tutulması ve iklim değişikliği gibi faktörlerin tarım üzerindeki etkilerinin dikkate alınması da önemlidir.

  • Kooperatif sistemi ve üreticiden tüketiciye direk ulaşım yöntemleri desteklenmelidir.


Son 25 yıldır satılan Cumhuriyet fabrikaları ve üretime dair yapılması gerekenler

ree

Türkiye’de 1990’lardan itibaren hızlanan ve 2002 sonrası iyice artan özelleştirmeler kapsamında Cumhuriyet döneminde kurulan birçok fabrika (Sümerbank, TEKEL, Etibank, SEKA, Et-Balık, Etimesgut Tank Fabrikası vb.) kapatıldı, özelleştirilerek satıldı, el değiştirdi ya da atıl kaldı. Bu durum hem işsizlik hem de üretim kapasitesi açısından etkili oldu.

ree

Bu kuruluş ve fabrikaların işsizlik ve ekonomiye katkısının yeniden sağlanabilmesi için 100 yıl önceki Cumhuriyet kuruluş politikalarına dönülerek şu adımların atılması önemlidir :


1. Atıl Fabrikaların Yeniden İşlevlendirilmesi

Üretim imkânı olan fabrika binaları yerli üretim merkezleri, teknoloji üsleri veya tarım-sanayi entegrasyon tesisleri haline getirilir. Özellikle stratejik alanlarda (gıda, savunma, enerji, ilaç, tekstil) kamu-özel ortaklığıyla yeniden üretime geçilmesi sağlanır.

2. Kooperatifleşme ve Yerel Üretim

Kapatılan veya boşta kalan fabrikalar, işçi ve çiftçi kooperatiflerine devredilir. Bu sayede hem istihdam sağlanır hem de yerel ekonomiler güçlenir.

3. Sanayi 4.0 Uyumlu Modernizasyon

Eski fabrikaların aynı modelle değil, yüksek teknoloji ve yeşil enerjiye uyumlu şekilde modernize edilmesi gerekir. Devlet, düşük faizli kredi ve Ar-Ge teşvikiyle bu dönüşümü destekler.

4. Bölgesel İstihdam Odaklı Politikalar

Fabrikaların yoğun olduğu şehirlerde, yeniden açılacak tesisler için yerel işgücünü öncelikli olarak işe almak şart koşulmalıdır. Böylece hem göç hem de işsizlik azaltılır. (Cumhuriyetin ilanı sürecindeki Sümerbank uygulamaları buna en güzel örneklerden biridir).

5. Stratejik Kamu Fabrikalarının Geri Kazanılması

Özellikle gıda, savunma, enerji gibi alanlarda tamamen piyasa mantığına bırakılmayan kamu fabrikaları kurulur ya da özelleştirilmiş tesisler yeniden kamulaştırılabilir. Bu hem ulusal güvenlik hem de istihdam açısından önemli olur.

6. Eğitim ve Mesleki Yönlendirme

Eski fabrika bölgelerinde mesleki eğitim merkezleri (meslek okulları) açılarak genç nüfusun nitelikli iş gücüne dönüşmesi sağlanır. Üniversite–sanayi işbirliğiyle modern teknoloji sektörlerine eleman yetiştirilir.


Örnek; Cumhuriyet fabrikaları yeniden işlevlendirme tablosu
Örnek; Cumhuriyet fabrikaları yeniden işlevlendirme tablosu

Yani “aynı fabrikaları geri açalım”dan ziyade, onların altyapısını, üretim tecrübe ve kültürünü kullanarak yerli, katma değerli ve sürdürülebilir üretim tesisleri kurmak, işsizliği azaltmanın ve ekonomiye katkı sağlamanın en gerçekçi yolu olacaktır.

ree

Tüm bu ve buraya eklenebilecek hususları içeren geçiş süreci Yapısal Reform ve Yapısal Değişim çalışmaları son derece açık ve şeffaf bir biçimde halkla paylaşılmalı; amaçlar-kazanımlar-elde edilecek fayda ve sonuçlar (zaman planları ile birlikte) ve istenen fedakarlıklar net bir şekilde ortaya konarak hedefler halkla net olarak paylaşılmalıdır. Böylece yeni gelecek yönetimin başarısını ortaya koyacak olan somut kritik performans göstergeleri de belirlenmiş ve halkla (gerçek patronla) paylaşılmış olacaktır. Bu hedeflerin belirli zaman dilimlerinde Sayıştay, Devlet Planlama Teşkilatı gibi bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenmesi ve halka bildirilmesi çok önemlidir. Bu mekanizma 25 yıldır mevcut iktidar tarafından ortadan kaldırılmış olan ''şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetlenebilirlik'' kavramlarını devreye almış olacaktır.


Tekrar laik-demokratik-sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'mizde buluşmak üzere, esenlikle kalın...

Yorumlar


Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

rm442-01-04-g-mockup.png

Bana Ulaşın

© 2022 by Haluk Hizlialp. Created by Badesim Kubak.

bottom of page