top of page

TAHKİKAT ENCÜMENİ - 1960

Türkiye'nin birinci partisi CHP'nin genel başkanı Özgür Özel'in ''19 Mart Darbesi'' olarak adlandırdığı süreç iktidar tarafından görevlendirilen yetkilendirilmiş kimi savcı ve yargı mensupları eliyle yapılan bir ''sivil darbe'' resmen....Haklarında hiçbir somut delil olmayan ve yaklaşık 5 aydır iddianameleri bile hazırlanamayan İBB başkanı Ekrem İmamoğlu dahil birçok muhalefet belediye başkanı, genç ve muhalifler haksız yere hapislerde tutulmaktalar. Halkın %70'i bu tutuklamaların kesinlikle siyasi olduğunu görüyor !


Niye bunlar yapılıyor? Çünkü 23 yıldır tek yetki ile hiç bir sorumluluk üstlenmeden, Türkiye Cumhuriyeti kazanımları, değerleri ve halkına büyük zaman kaybettirip zarara uğratmasına, yolsuzluk ve talanlara rağmen geçersiz-mühürsüz oylarla (17 Nisan 2017 anayasa referandumu) bir şekilde iktidarda bulunan Erdoğan ve Ak Parti'nin oyları artık eriyor, belediyeler ellerinden gitmiş, iktidardan düşme korkusuyla birlikte Cumhurbaşkanlığı koltuğu tehlikede !.... Yalnızca Erdoğan mı ? Değil tabi beşli çeteler, yolsuzlar, rüşvetçiler ve oligarşik saadet zincirinin tüm ayakları da cabası. Bu nedenle, başta CHP olmak üzere tüm muhalefete herhangi lehte bir sonuç üretmesi mümkün olmayan organize-faşist bir saldırı başlatılmış durumda...


İşte tam burada Türkiye bu filme çok benzer bir filmi daha önce gördü mü ya da Türkiye'de daha önce bir sivil darbe oldu mu (?) diye sorduğumuzda karşımıza 17 Nisan 1960 Demokrat Parti iktidarı döneminde çıkarılan ''Tahkikat Encümeni'' yasası karşımıza çıkıyor. Bu konuda çok değerli hocamız Sayın Emre Kongar'dan yaptığımız alıntılara da dayanarak o günlerle günümüzdeki faşist uygulamaların birbirine ne kadar benzediğini ortaya koymaya çalışalım.

ree

Dünyada eşi görülmemiş bir biçimde İsmet İnönü tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nde “Çok Partili Dönem” e geçilip (1946-1950) iktidar, seçimi kazanan Demokrat Parti’ye barışçı yolla devredildikten sonra yapılan ilk darbe, Menderes’in sivil “Tahkikat Encümeni” darbesidir.


Demokrat Parti yönetimindeki bu dönemin iki etkili ismi başbakan Adnan Menderes ve cumhurbaşkanı Celal Bayar'dır. Çağdaş Türkiye'nin siyasi yaşamının çeşitli dönemlerinde önemli roller oynamış olan Bayar, Meclis-i Mebusan üyesi, cumhuriyetin ilanı döneminde iktisat vekili, Mustafa Kemal Atatürk'ün son başbakanı (1937-1939) ve 1950-1960 arasında Türkiye'nin üçüncü ve asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.


Demokrat Parti demokratik seçimlerle iktidara gelmiş olmasına rağmen zamanla ülkede tarikat ve toprak reformuna karşı olan toprak ağalarının tekrar güçlenmesini sağlayarak Türkiye Cumhuriyeti'ni siayasal islamcı-otokratik-feodal bir rejime doğru sürüklemeye başlamıştır.


Yakın tarihimiz, politikacılar tarafından sürekli olarak saptırıldığı için “Çok Partili Dönem” in ilk darbesinin bir sivil darbe olduğunu ve Demokrat Parti tarafından, Anayasa'ya aykırı olarak kurulan "Tahkikat Encümeni" yoluyla yapıldığını çok kişi bilmez.

ree

17 Nisan 1960'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, muhalefetin ve basının "yıkıcı, gayri meşru ve kanun dışı" faaliyetlerinin tahkik edilmesi ve bir anlamda seçimlerin engellenmesi için 15 milletvekilinden oluşan bir Tahkikat Encümeni kurulması kararı alınmıştı.


27 Nisan'da da bu Encümenin görev ve yetkileri hakkında yasa Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi.

İktidar milletvekillerinden kurulan bir "Encümen" e, hem sivil, hem askeri mahkemelerin yetki ve görevleri verildi.


Bu encümen hem savcı hem de yargıç yetkileriyle donatıldı. Yani hem suçlayacak hem de hüküm verecekti.

Üstelik kararlarının temyizi yoktu.


Bu Encümenin amacının "muhalefetin ve basının yıkıcı, gayri meşru ve kanun dışı faaliyetlerinin tahkik edilmesi" olduğunu da tekrar anımsatalım.


Böylece Çok Partili Dönem' in ilk Anayasal darbesi yapıldı.

ree

Demokrat Parti'nin bu sivil "Tahkikat Encümeni" darbesinin iyice anlaşılabilmesi için, orijinal yasanın bazı maddelerini aynen Emre Kongar Hoca'dan aktarıyoruz :


MADDE 1. - Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenleri ve naib olarak vazifelendirecekleri tâli encümenler; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Askerî Muhakeme Usulü Kanunu, Basın Kanunu ile diğer kanunlarda Cumhuriyet Müddeiumumisine, sorgu hâkimine, sulh hâkimine ve askerî adlî âmirlere tanınmış olan bilcümle hak ve salâhiyetleri haizdir.


MADDE 2. - Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenleri :

a) Tahkikatın selâmetle cereyanını temin maksadıyla her türlü neşriyatın yasak edilmesine,

b) Neşir yasağına riayet edilmemesi halinde mevkute (süreli yayın) veya gayrimevkutenin tabı veya tevziinin men'ine,

c) Mevkute veya gayrimevkutenin toplatılmasına, mevkutenin neşriyatının tatiline veya matbaanın kapatılmasına,

ç) Tahkikat için lüzumlu görülen veya sü'but (gerçekleşme) vasıtalarından olan her türlü evrak, vesika veya eşyanın zaptına.

d) Siyasi mahiyet arz eden toplantı, hareket, gösteri ve emsali faaliyetler hakkında tedbir ve karar almaya,

e) Tahkikatın selâmetle intacı için lüzumlu göreceği bilcümle tedbir ve kararları ittihaz etmeye ve Hükümetin bütün vasıtalarından istifade eylemeye,

Dahi salahiyetlidir.


MADDE 5. - Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenlerinin yaptığı tahkikat gizlidir. Bu gizliliğe riayet etmeyenler veya malûmatlarına müracaat suretiyle yahut sair suretlerle muttali oldukları tahkikatla ilgili hususları veya hâdiseleri ifşa edenler altı aydan bir seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.


MADDE 9. - Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenlerince ittihaz olunan karar veya tedbirler katî olup aleyhine itiraz olunamaz.

Yukardaki maddelerden de anlaşılacağı gibi, Demokrat Parti, her türlü temel hak ve özgürlüğü rafa kaldırarak, tüm yargı yetkileriyle donatılmış 15 kişilik bir milletvekili grubu vasıtasıyla tam bir faşist-otokratik rejim kurmuş ve sivil darbe yapmıştı.


Bu sivil darbenin altında Demokrat Parti'nin yüzde 50'nin altına düştüğü 1957 seçimleri yatıyordu:


Seçmen gözünde desteğini yitiren Demokrat Parti, yeni seçimlere gitmeden önce, basını susturmak ve muhalefeti bastırmak amacıyla bu yola başvurmaktaydı.


Türkiye'de Çok Partili Dönem' in gerçek bir Demokrasiye evrilmesi ne yazık ki bu rejim sayesinde iktidar olabilen Demokrat Parti tarafından bir anlamda engellenmiştir. Ancak bu durum Adnan Menderes ve arkadaşlarının 17 Eylül 1961 tarihinde idam edilmelerini meşrulaştırmaz. Öte yandan son derece yanlış bir kararla yapılan ve siyasi cinayet olan bu idamlar önemli bir kesimde mazlumiyet duygusu yaratmış ve idam edilenlerin kahramanlaştırılması sonucunu da doğurmuştur diyebiliriz.


Bu yasanın yayınlandığı Resmi Gazete’nin nüshası tarihsel bir belge olarak aşağıdadır (Sayın Emre Kongar'dan alıntıdır).

ree
ree


Kaynaklar

Tarihimizle Yüzleşmek - Prof.Dr. Emre Kongar

Demokrasi için Manifesto - Diren - Prof.Dr. Emre Kongar

28 Şubat ve Demokrasi - Prof.Dr. Emre Kongar

Sivil Darbe - Ataol Behramoğlu


Yorumlar


Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

rm442-01-04-g-mockup.png

Bana Ulaşın

© 2022 by Haluk Hizlialp. Created by Badesim Kubak.

bottom of page