FENER RUM PATRİKHANESİ TAHT OYUNLARI
- Haluk Hızlıalp
- 28 Nis
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 Nis
Bugünkü konumuz güncel gelişmeler doğrultusunda Fener Rum Patrikhanesi.
Patrikhane 1453 yılından bu yana sınırlarımızda; günümüzde nasıl ve kimlerle faaliyet gösteriyor; Türkiye'nin Fener Rum Patrikhanesi ile olan ilişkileri nedir; yeni dünya düzenine giderken oluşmakta olan yeni cepheleşmelerde bu çalışmalar nereden ve nasıl desteklenip yönetiliyor ? Özellikle Abd ve Avrupa Birliği patrikhaneye nasıl bir anlam yüklüyor ?? Kısaca irdeleyelim...
İlk aşamada ''ekümeniklik'' kavramına bakalım. Bu kavramı kısaca dünya üzerindeki bütün Ortodoks Hristiyanların merkezi ve lideri olma durumu ya da olduğunu iddia etme durumu olarak tanımlayabiliriz.
İddialardan biri de ''ekümenikliğin'' kendilerine Osmanlı Devleti (Fatih) döneminde tanındığıdır. Oysa ki o dönemde yapılan tanımlama ''Osmanlı topraklarındaki Rum Ortodoksların ruhani liderliği'' şeklindedir ve dünyadaki bütün Ortodoksları kapsamaz.
Örneğin Moskova Rus Ortodoks Kilisesi bu kapsam dışındadır. Bu da güncel batılı sömürgeci siyasetin Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getirme oyunu olarak ortaya çıkmakta aynı zamanda.
1821 Tarihinde İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya destekli Yunanistan Mora ayaklanmaları başladığında, bir başka deyişle Tripoliçe'den başlatılan Türk-Müslüman soykırımında soykırımı başlatan Yunanlıların en büyük destekçileri biraz önce saydığım devletler ile birlikte ''Fener Rum Patrikhanesi'' idi. Patrikhane aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin yıkılması için de faaliyet göstermekte idi.

Öyleki aslında Osmanlı bunlardan tabiri caiz ise ''yaka silkmiştir''. 1821 deki bu soykırım ve isyana (40.000 Müslüman-Türk katledilmiştir) ön ayak olup Osmanlı Devleti'nin yıkım sürecine destek veren Fener Rum patriği Gregoryos'u, dönemin Osmanlı Devleti Padişahı II.Mahmut Balat'ta bulunan Fener Rum Patrikhanesi'ndeki kapıya astırarak idam ettirmiştir. Bu olaydan sonra bu hainler söz konusu kapıya ''Kin Kapısı'' adını vermişlerdir. O kapı günümüzde hala kapalıdır. Bu kindar hainlerin hastalıklı iddiasına göre kapı bir Türk devlet büyüğü ya da başkanı o kapıda asıldığı zaman tekrar açılacaktır.
Ne yazık ki kimse bunlara bu kapının adı niye ''Kin Kapısı'' dır ? diye sormamaktadır!!!
Günümüzde ülkemizdeki çeşitli çevreler yanlış ve maksatlı olarak çarpıtılmış yakın tarih söylemleri etkisinde Atatürk'ün Osmanlı Devleti'ni bitirdiği görüşünü savunarak sanki Atatürk Osmanlı'nın yıkılmasına neden olmuş gibi gerçeğe aykırı bir görüş dillendirmektedirler.

Oysa ki Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına şahit olmuş ve yıkılmaması için ellerinden geleni yapmış olan Atatürk ve silah arkadaşları 12 Aralık 1922 tarihinde, yani Cumhuriyet kurulmadan 9 ay önce Lozan görüşmeleri devam ederken Fransız Le Journal gazetesine yukarıdaki demeci verir; hıyanet ve ihanet yuvası haline gelmiş olan patrikhanenin Türkiye topraklarında kalması lüzumunun ortadan kalktığını kesin bir ifade ile belirtir.
Gerçekten de dünyadaki tüm Ortodokslara hükmedecek bir patrikhanenin Türkiye topraklarında kalmasına ne gerek vardır ??!! Bu konunun Türk Ulusu ile alakası nedir ??!!

Atatürk bunlar burada kalmaya devam edince hemen ''Türk Ortodoks Patrikhanesi'' ni 21.09.1922 tarihinde kurdurur ! Ve lideri de Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan Papa Eftim olur ! Kendisi Kurtuluş Savaşı sırasında Türk Ordusunda bizzat savaşmış, Türk Ortodoks Hristiyan vatanseverleri Yunan'a karşı örgütlemiştir. Atatürk Papa Eftim Efendi için ''Vatana bir ordudan daha fazla hizmet etmiştir'' demiştir. Türk Ortodoks Patrikhanesi'ni önce Kayseri'de sonra da İstanbul Karaköy' de kurdurtmuştur. Bu bir ulusal mesele olduğu için bizler gibi her Türk Müslüman vatanseverin Türk Hristiyan Ortodoks kardeşlerimize Türk Ortodoks Patrikhanesini vakit yaratıp sık sık ziyaret ederek destek olması ve Fener Rum Patrikhanesinin Türk aleyhtarı dış destekli bölücü ve kışkırtıcı faaliyetlerine demokratik tepkilerini göstermesi son derece önem taşımaktadır!
Ortodoksların tek patrikhanesi yoktur Türkiye Cumhuriyeti'nde; bir de Türk Ortodoks Patrikhanesi vardır! Ancak bu Fener Rum Patrikhanesi mensupları öyle düşmanlık içindedirler ki fetö ile de işbirliği yaparak tüm Türk Ortodoks patriği ve görevlilerini Ergenekon/Balyoz operasyonları ile hapse attırmıştır. Fetö-Fener Rum Patrikhane ilişkisi böylece açığa çıkmıştır.

Bütün Vatansever, Milliyetçi, Cumhuriyetçi ve Atatürkçüler bilmeli ve sahip çıkmalıdır ki; Türkiye'deki Ortodoks Hristiyan inancına mensup olan tüm Türk vatandaşlarının patrikhanesi aslında bugün de Karaköy'de bulunan Türk Ortodoks Patrikhanesi'dir! Desteklenmeli, tanıtılmalı ve sahip çıkılmalıdır!
Günümüzdeki dış politika süreçlerine kısaca bakacak olursak, bu meseleyle alakalı olarak Ukrayna - Rusya savaşının sonlandırılması amacıyla İsviçre'de bir toplantı yapıldığını görürüz. Kara cübbeli Fener Rum Patriği ve aslında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Bartholomeos İsviçre'ye davet edilir, gider ve sanki orada devlet başkanı gibi sonuç bildirgesine imza atar. Ya da ona imza attırırlar! Ve Türkiye Cumhuriyeti Diş İşleri Bakanı'nın karşısına oturur.

Peki soru şu; Türkiye Cumhuriyeti ''laik'' bir devlet değil midir ?!? İsviçre'deki Ukrayna-Rusya barış görüşmeleri siyasi bir mesele değil midir ?!? Peki niye din siyasete alet edildi o zaman ?!? Niye bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan din adamı siyasi görüşmelere katılıyor ?!? Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler ve Dış İşleri buna niye izin verdi ?!?
Herşey bir yana Atatürkçüyüm diyenler, ilgili partiler ve bunlara destek verenler buna niye ses çıkarmadılar ?!!? Çünkü bunlar ''Gardırop Atatürkçüsü'' diyelim mi ??? İsviçre'deki toplantıya bizim Audi'li Diyanet İşleri başkanı gitseydi kıyamet kopardı da papaz gidince niye ses çıkmaz ? Laiklik sadece İslam ile mi sınırlıdır yoksa her inanç sisteminin siyasete sokulmaması ile mi ilgilidir ?!!!?
Formüle edelim; ekümeniklik = halifelik; aynı şey; halifeliğe karşı çıkan ekümenikliğe de karşı çıkmalıdır!
Bir cepheleştirme örneği; Ukrayna Ortodoks Kilisesi aslında Rus Ortodoks Kilisesi'ne bağlıdır. Türkiye'deki bu kara cübbeli patrik ekümenik yapılır (kimler tarafından malum) ve bu patrik gider Ukrayna Kilisesi'ni kendine bağlar ve böylece biz bir güzel Rusya ile karşı karşıya geliriz! Oysa ki büyük ekonomik-siyasi-tarihsel ilişkiler içinde olduğumuz Rusya ile neden karşı karşıya gelelim, kimse sormaz mı ???
Bugün patrikhanenin aşağıdaki web sitesine girdiğinizde ''Ekümenik Patriklik'' ifadesinin kullanıldığını görürsünüz.
Bu patriklik Türkiye Cumhuriyeti Fatih Kaymakamlığına bağlı bir dini kurum. Site de iki dil seçeneği vardır; Yunanca ve İngilizce; Türkçe seçeneği yoktur; bu ise bunların Türkiye Cumhuriyeti kurumu ve vatandaşı olma gibi bir dertlerinin olmadığını açıkça gösterir.
15 Ağustos 2022 tarihinde Trabzon'da sözde ekümeniklik ve Pontus şovuna dönüşen bir Sümela Manastırı ayini yapıldı (Aslında Sümela bir manastır filan değil bir ören yeridir). Bunun üzerine Dış İşleri ve Fatih Kaymakamlığı biraz uyandı ve yazılı bir açıklama yaptı. Bu açıklamada Lozan hükümlerine değinildi ve ''ekümeniklik'' tanımlaması kullanılmasının kanun nezdinde bir suç teşkil ettiği ve anayasal eşit vatandaşlık haklarına aykırı olduğu bildirildi.
Kaymakamlık bu bildiride ayrıca İstanbul Valiliği'nin 6 Aralık 1923 tarihli ve 1092 sayılı yazısına atıfta da bulunur; çünkü Atatürk Cumhuriyet'in ilanı sonrası İstanbul Valiliği'ni muhatap kılmış ve bu vizyon bugünkü bildirgeye de temel teşkil etmiştir. 1923 Valilik bildirgesinde ''patrikhanede dini, ruhani seçimlere katılacak ve seçilecek kişilerin Türk vatandaşı olmaları ve seçim sırasında Türkiye'de görevli bulunmaları gerekmektedir'' diye net bir şekilde ifade edilmiştir. Dolayısıyla patrikhanenin ''ekümenik'' sıfatının olmadığı Yargıtay kararında da yer almıştır.

Yunan sözde ''megali idea'' sı projesi olan bu harita aslında günümüzdeki ''Kanal İstanbul'' projesini de bir anlamda açıklıyor; zaten yazmışlar üzerine ''İstanbul Canal'' diye...Türkiye Anadolu yakasına atılmış !!!
Patrik denilen bu kara papaz kendisine Yunanistan'ın tahsis ettiği devlet uçağıyla 2009 yılında Amerika'ya gidip Obama ile görüşüyor ve CBS Televizyonuna verdiği bir röportajda Türkiye'yi şikayet edip ''Türkiye'de kendimizi çarmıha gerilmiş gibi hissediyoruz'' diyebiliyor. Yunanistan'da Batı Trakya'da seçilmiş müftüler hapse atılıp ikinci isim kullandırılmazken, ikinci traktöre, arsa alım satımına izin verilmezken, Camiler ve okullar kapatılırken, ibadet Yunanca yapılacak diye zorlanırken bizim yönetimimiz ve halkımız neden ses çıkartmıyor !!!
Adamlar ekümeniklik diyor, bütün dünyadan adam davet edip Tarbzon Sümela'da ayin yapıyor. Peki biz gitsek Yunanistan'da Cuma namazı kılmaya müsaade edecekler mi bakalım ?!!?
Yunanistan savunma bakanı Dendias bakın nasıl ifade ediyor; Konstantinopolis'te, Fener'de en kutsal ekümenik patrik Mr. Bartholomeos ile birlikte...'' demiş ve 4 kez ''ekümenik taht'' ifadesini kullanmış. Dış İşleri Bakanlığımız bunlara cevap vermiş midir ?!? Konstantinopolis diye bir yer yoktur, İstanbul vardır, sen neden bahsediyorsun ?!? Ekümenik taht ne demektir ?!? Bizde taht falan yoktur, anayasanın 10. maddesinde eşitlik vardır; hiç kimsenin böyle bir ayrıcalığı yoktur ! diye neden cevap vermemiştir !!!???
07 Kasım 2022 tarihinde Amerikan 5.Filosu'nun olduğu Bahreyn'deki sözde ''dinler arası diyalog forumuna'' bu kara papaz çağırılır. Türkiye'nin de izniyle gider. Arkasında ''Konstantinopolis, Yeni Roma'nın baş psikoposu ekümenik patrik hazretleri'' yazar. Amaç siyasi sevr tasarısı olup, din ile alakası olmayan devlet içinde devlet kurma amacıdır. Tam bir rezalettir !!!
Projenin adı artık ''Yeni Roma'' dır ve tüm Türk vatandaşlarının, vatanseverlerin acilen uyanması gerekmektedir !!!
Türkiye'mizdeki özellikle Karadeniz'deki Pontus-Yeni Roma propaganda faaliyetleri Yunanistan'ın Batı Trakya'daki D Kolordusu tarafından Fener Rum Patrikhanesi ile birlikte yönetiliyor.
Bunlar açıkça uluslararası hukuka, Lozan Antlaşması'na ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sına meydan okuma, tanımama anlamına gelmektedir.

Bu arada Fener Rum kilisesinin İznik Konsili'nin 1.700. yıl dönümünü gerekçe göstererek İznik'te gerçekleştirmek istediği dış destekli ve yukardaki tespitlerle siyasi nitelikli olduğu açıkça anlaşılmış olan ekümeniklik etkinliğini kabul etmiyoruz!!!
Tarih: 10 Mayıs 2025
Saat: 14:00
Yer: İznik
Tezgahlanan dış destekli bu siyasi gösteriye karşı Türk halkının demokratik ve onurlu bir duruş sergilemesi ve tepkisini göstermesi anayasal bir Türk vatandaşlık hakkıdır !!! Gereğini yapalım !!!
Esenlikle kalın...
Kaynaklar
ความคิดเห็น