top of page

ATA ve KIZILDERİLİ DİLLERİ

Güncelleme tarihi: 6 gün önce

Atatürk ve Kızılderili dili ile Türkçenin ortaklığını bulan ve gösteren kişisel notlarını aşağıda değerli araştırmacı Kaan Arslanoğlu'nun çalışması ve kendi notlarım ile birlikte paylaşıyorum.


Bu yazıyı hazırlamamda bir süre önce değerli üstadım Hüseyin Yalçınkaya'nın Cumhuriyet döneminin önemli aydınlarından, müzik alanında önemli çalışmalara imza atmış olan ve Müzik tarihi üzerine yaptığı araştırmalar ve eğitim alanındaki katkılarıyla tanınan değerli Cevat Memduh Altar üstadımızın Amerika seyahati sırasında Kızılderileri ziyareti ve onların dili ile ilgili tespitleri de bana ilham oldu. Onların dilinde ''güneş'' kelimesinin ne olduğunu sorduğunda ''tan'' cevabını alması da anılarının kaleme alındığı kitabında belirtiliyor. Bu değerli kitap ve çalışma için oğlu değerli Ahmet Altar üstadıma da şükranlarımı sunuyorum.


Atatürk’ün dünya bilimine dahi örnek oluşturan bilimsel aklı, kavrama biçimi bugün bile hayretler uyandıracak nitelikte.


Ata, buradaki tüm sözcükleri karşılaştırmalı olarak, ses ve anlam benzerliklerini dikkate alacak şekilde işaretlemiş; aşağıda 137 sözcük listelenmekte...


Bazılarının yanına Türkçe karşılıklarını yazmış... Amerika’yı yeniden keşfediyoruz. Aslında bu dünya dilbilimi açısından devrim niteliğinde bir çalışma ve günümüzden yaklaşık 95 yıl önce yapıılmış; biz daha yeni öğreniyoruz.

Çok önemli. Neden? Çünkü Asya kıtasındaki Türk (Yenisey-Lena / Sayan-Altay) yurtlarından 20-25 bin yıl önce ayrılan Amerikan yerlilerinin dillerinde Türkçe köklerin yoğun bir oranda bulunduğunu gösterirseniz Türkçenin dünyanın en eski dili olduğunu kanıtlarsınız. En azından bugün Kuzey yarıkürede konuşulan dillerden eski olduğunu, asıl kök olduğunu ispat edersiniz. Atatürk bunu sezgisel olarak görmüş, bizler yeni görüyoruz ve sav olarak netleşiyor. Dünya biliminin tarafsız, etik bilimsel akıl düzeyi ise bunu anlayabilmek bir yana siyasi-sömürgeci olmaktan öteye gidememiş.


Atatürk bunun bilincindeydi. Birçok Amerikalı bilim insanı da bunu biliyordu ve yazmışlardı. Bu yazarlardan en ünlüsü ABD kurucu başkanı Thomas Jefferson idi. Kızılderili dillerinin Altay Türk dilleri (Altaic) kökünden geldiğini belirtmişti. Atatürk o nedenle Meksika’ya elçi olarak gönderdiği Tahsin beye Amerikan yerli dillerini araştırma görevi vermişti.

Tahsin bey bu görevini layıkıyla yaptı, dosyalar hazırladı. Bulduğu ilginç örtüşmelerden biri Maya yerlilerinin dağlara “tepek” demesiydi, yani bizim “tepe”. O yüzden Ata ona ''Mayatepek'' soyadını verdi. Tahsin Mayatepek.


Mayatepek’in sözlüğü dışında Amerika’nın değişik bölgelerindeki değişik kabilelere ait sözlükler (9 sözlük) tarandığında ortaklığın yoğun izleri gözüküyor.


İşte Ata’nın notları. (Burada kitaptaki tüm sözcükler yok.)


Eser: Maya Dili, Yucatan Meksika Yerlilerinin Kullandığı Grafik Sistemle İlgili Bir inceleme; Yazar: M. Brasseur de Bourbourg, Rabinal Guatemala Yerlilerinin Eski Kilise İdarecisi, Meksika Bilimsel Komisyonu Üyesi; Paris – 1872.


Kaynak: Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, Cilt 20, S. 135-201


ÖNEMLİ NOT: Burada büyük harfle-kalın yazılan Kızılderili sözcükleri Fransızca okunuşlarına yakın yazılmış. O şekilde okunursa, ya da hiç değilse İngilizce gibi okunursa benzerlik daha belirgin görülmekte.


UAAXAC: Sekiz

BA, BAY: Böylece

CA: Ki anlamına gelir … Fransızca “que” ve Atatürk Türkçe “ki” yazmış yanına...

ACAN: Anne tarafından dayı

ACAK: Dayının kız veya erkek yeğenine taktığı ad (Atatürk yanına “uşak” yazmış) (Bu son iki sözcük hem “amca” hem “bacanak” ile ilişkili görülmüş olabilir.)

ACANAK: Küçük göl oluşturan, bataklıklı ( “akanak”, “akmak” köklü)

ACHE HOLA: Acı hey, acıdan (acı, ağrı, ah ! – Atatürk okla işaretlemiş)

AHAU: Birçok anlamından biri de derebeyi, hükümdar, prens vb. (Atatürk yanına “ağa” yazmış.

AHAU-CUTZ: Hindi, tavus kuşu (Atatürk yanına “tavus” yazmış)

AHBULUC-BALAM: Bir Tanrı adı

AHAN, AHAAN: Birini suçüstü yakalayan kişinin çıkardığı ünlem (Aha! Ahanda!)

AHCAX: Avrupa horozu (Atatürk yanına “kakaş” yazmış)

AN: Yukarıda, yardımcı, yükselen bir şeyi destekleyen, önde olan … Bundan Ant dağları ve Antil bölge adı türemiş. Türkçe “ön” ?

ATAN: Kadın, eş (Atatürk yanına “hatun” yazmış)

BAAL: Büyük, ünlü, saygın, soylu, görkemli, beylik… “Bilge” ?

BAAT: Balta … Atatürk yanına paraf gibi bir işaret koymuş

BAL: Hanımın erkek kardeşi, bacanak, enişte… Atatürk yanına “baldız” yazmış soru işareti koymuş.

BEE: Acı ve hayranlık ifade eden ünlem

BEY: Böyle (Ata yanına “böyle” yazmış)

BIBIL: Kıvrılmış kağıt, kitap (Ata okla işaretlemiş) (İngilizce bible, biblio vb. İncil, kitap …)

BIIC: İncelterek ağacı işlemek, yontmak, boğmak için soluk borusunu sıkmak (Ata yanına “biçmek” yazmış)

BON: Renk, lekeleyen, boyayan (Ata yanına “boya” yazmış)

BONLIZ: Boyalı, renkle kaplı (Ata yanına “boyalı” diye yazmış)

BUCH: Güve, yün yiyen böcek (böcek; ing. bug)

BUL, BULUC: Boğulmuş, boğulacak (Atatürk yanına “boğulmak” yazmış)

BUTH: Suyun dibinde, suya gömülü (batık) ( “bat” Türkçe kökü, İngilizce “bath” B.N. )

CAHAL: Kalmak, bir yerde oturmak… (Atatürk yanına “kalmak” yazmış)

CAN: Genelde yılan, bilgelik, bilgi, güç, söylev, yetenek, bilmek, öğrenmek, yapabilmek, kural, ilke, örnek vs. (Atatürk yanına “kanun” yazmış… Arapça denen “kanun” ile belki bir kök ilişkisi vardır. Ancak Türkçe “-ken” yapabilirlik eki –etken, girişken vb. ve İngilizce “can” yapabilmek ile bağlantılı) Bunun Mayaca “Canaan” formu – yapabilmiş, yapan – bu olasılığı güçlendiriyor.)

CAX: Horoz, tavuk (Atatürk yanına tekrar “kakaş” yazmış.)

CHACII: Çiğnemek (Ata yanıma “çiğnemek” yazmış)

CHAAL: Serbest bırakmak (salmak)

CHAC: Pişirmek, çok (Ata yanına “çok” yazmış) (Ancak ikinci anlamı da İngilizce “cook”, Türkçe “katna, kaynat” “pişir” sözcükleriyle örtüşüyor)

CHACAL: Kırmızımsı, kızıl, pas rengi, çakal, küçük pars cinsi (Atatürk yanına “çakal” yazmış) (Bir de bu sözcüğe Farsça köklü demiyorlar mı? Demek ki Yukatan yerlileri Farsça okuyup yazar, Ömer Hayyam’ı ellerinden düşürmezlermiş.)

CHICPAHAL: Çoğalmak, artmak, çıkmak (Ata yanına “çıkmak” yazmış, fakat “çoğalmak” ile de örtüşüyor)

CHICTANAL: Ortaya çıkmak

CHIHAAN: Güçlü, gürbüz (Ata yanına “Ceyhan Nehri” notu düşmüş)

CHOCH: Çözmek, itiraf etmek (Ata yanına “çözmek” yazmış.)

CHIC: Çakmak (Ata yanına “çakmak” yazmış)

CHIC: Artan, çoğalmış şey, yükselmiş (Ata yanına hem “çoğalmak” hem “çıkmak” yazmış)

CHOL, CHOLOL: Bükmek, bükülmüş (Ata yanına “çolak” yazmış ama “çengel” ile de çağrışım yapıyor ? )

COBOL: Soy, aile, asalet şartı (Ata yanına “kabile” yazmış -?-)

COLOXCHE: Kuşları koymak için tahta kafes (Atatürk yanına “kuluçka” notu düşmüş) (Ancak burada “kuş” çağrışımı da yüksek)

COCHICH: Kuş gagası

COM: Kap kacak, tabak (Ata yanına “çömlek” yazmış) Ancak ayrıca P>M doğal geçişmesi anlamında kap > COM geçişmesi de olası)

CUCH: Yük (Ata yanına “göç” notu düşmüş) Ancak zaten yük > cuch geçişmesi de gayet olası görünüyor.

CUTZ: Kanatlı ev hayvanı (Ata: “kuş”)

EH: Ödün, rıza belirteci

EHE: İşte, iyi oldu

EK: Etin yağı (Ata: “yağ”)

ET: Benzeyen şey, eşit (Ata: “eşit”)

HATAL: Tahta, ağacın inceltilmiş parçası, levha halinde kesmek (Ata: “hatıl” – katıl) (Türkçe tahta direk, dayanak. Ayrıca burada “kat” anlamı da var)

HELE: Şimdiki, güncel (Ata: “halen”) (Hal, halen Türkçe “kal” köküne dayanan Türkçe köklü sözcüklerdir)

HOP: Kepçe, kaşık (Ata: “ağaç kepçe”)

HUL: Varmak, gelmek (Ata: “ulaşmak”)

IX: İdrar (Ata: “çiş”)

KAK:

KAXNAK: Kuşak (Ata: “kuşak”) (Kasnak: pehlivan kispetinin bel bölümü)

KIN: Güneş, gün (Ata: “gün, güneş”; kün)

KINYAH: Fala bakmak, büyü yapmak, tahmin etmek (Ata: “kehanet”)

KOX: Kuş (Ata: “kuş”)

KU: Tanrı (Türkçe “kut, kutan, kuta – Hüda – ing. God … )

KUM: Büyük vazo, kap, küp

KUULOL: Çok sevmek (Ata: “kul olmak”)

LAACHAL: Olmak, gibi olmak (Ata: “leşmek – iyi-leşmek de olduğu gibi”)

LIKIN: Doğu, doğan güneş

CHIKIN: Batı (çöken güneş = chı-kın ?)

KAZ: Takip eden sözcüğün anlamını azaltan belirteç (Ata “az”)

KEX: Değiştirmek (Ata “değiş”) exchange

MAEN: Değilim (Ata: “ma – ene” – Arapça)

MAUA: Olumsuz deyim … Yap-ma

NAA: Anne (Ata: “ana”)

NAYAL: Eğilmek, eğmek (Ata: “eyil, eyilmek”)

OCZAH: Ekmek, sokmak, koymak, aşılamak (Ata: “sokmak”)

OK: İnleyen, ağlayan (Ata: “ağla”)

OT; UT: Yapılmakta olan yol, satıh; yol (Ata: “ut” Macarca yol)

OTOCH: Ev, konut (Ata: “otağ”)

OX: Üç (Ata: “üç”)

OYOL: Bayılmak, yılmak, bırakmak (Ata: “bayılmak”) Yılmak, yıl > OYOL

PAL: Çocuk, genç oğlan, uşak (Ata: “bala”)

PAN: Kazmak, sürmek (Ata: “saban”)

PAPIC: Çok acı bir biber türü (Ata: “paprika”) (Yunanca denen “biber”in asıl kökü)

PEK: Köpek (Ata: “köpek”)

PUHUY: Bir tür gece kuşu (Ata: “puhu”)

PIX: Bir şeyi örtmeye, kaplamaya yarayan eşya (Ata “puş, puşide”) (Kürtçe, Farsça denen “poşi”)

TAK; TAKAL; TAKEB; TAKLAH; TAKLAHAL: Yapışmak, almak, takılmak; tutunmak; zamk, ökse, bağ; takılan; değmek, yapışmak, takılmak (Ata: “takmak, takılmak”)

TEC: Durmak, kalmak (Ata “tek durmak”) Dikil > tec

TECENI: Durduğum yerdeyim … Dikil > teceni

TEN: Kez, belli bir zaman dilimi, son ek olarak tane, miktar (Ata: “tane”)

TEPEC: Tepe (Ata: “tepe”)

TIAL: Sahip olmak, almak (Ata: “almak”)

TIOKLAL: Dolayı, için, vasıtasıyla (Ata: “dolayı”)

TOCH

TOCOY

TOH: Doğru, sağlıklı (Ata: “doğru”)

TOP: Başka bir şeye ilave edilerek, şişerek yükselen, yığılmış (Ata: “toplamak”) Top, top şekli, tomur, topla vb. tepe, ing. top.

TOX: Bir sıvıyı dökmek, yaymak (Ata “taşmak”) Ayrıca tök, dökmek, hatta “dağıt-mak” ile uyumlu.

TOY: Torba, kese, heybe (Ata: “torba”)

TOZ: Pudralamak, serpmek (Ata: “tozlamak”)

TUL: Dolu (Ata: “dolmak”) TULAN: dolmuş, taşmış

THUB: Dip, derinlik, derin çukur (Ata: “dip”)

THUCH, THUCHTAL: Çömelmek, çökmek (Ata: “çökmek”)

THUM, THUMENTUM: Damla, sıçratmak, damlamak (Ata: “damla, damlamak”)

TZEE: Kollu değirmende tane çekmek (Ata: “çekmek”)

TZEKEL: Taşlı arazi (Ata: “çakıl” ? )

TZOTZ:

U: Üçüncü şahıs, o (Ata: “o”)

UA: Yuva (Ata: “yuva”)

UEEZ: Uyuz (Ata: “uyuz”)

UEN: Uyuyan (Ata: “uyuyan”)

UITZ:

UIX: İşemek ( Ata: “işe”)

UK: Arkadaş, eşlik etmek, içmek (Ata: “içmek”) UKEN: içen

UL: Gelen, gelmiş, varmış (Ata: “ulaşmak”)

UUC: Kenar, kıyı, kumaş kıvrımı, ordu birliği (Ata: “uç”)

UY: Duymak, işitmek (Ata: “duymak”)

UYI: Hayvan zehri (Ata: “ağu”)

YAX: Yeni, taze, ilk (Ata: “yaş”)

YAXHAL: Yeşermek, yenilenmek, tazelenmek (Ata: “yeşillenmek”)

YAXKIN: Yaz veya daha doğrusu yağmur mevsiminden sonraki mevsim (Ata: “yaz”)

YEK: Etin yağlı kısmı ( Ata: “yağ”; yuk eski Türkçe)

YEKIL: Yağlı (Ata: “yağlı”)

YICH: Yüz, görüntü

YUCATAN: Mayaların yaşadığı geniş bölgelerden biri. Büyük olasılıkla Yuc-Atan (yukarı vatan) köklüdür. Bu kaynağın açıklamasına göre ise kök ismi Zukatan, Zuk-atan (sulak, suyla şişmiş ülke) dir. ''Vatan'' Arapça değil, Türkçe köklüdür. Örnekler :

udne ‘yurt, toprak’ (Hattice-Anadolu Eti Dili)

vatna ‘yurt, toprak’ (Hattice-Anadolu Eti Dili)

otan ‘yurt, toprak’ (Kazak leh.)

vatan ‘yurt, toprak’ (Türk lehçeleri söz başı 'v' türemesi kuralı)


“Zuk” ise bildiğimiz “su”dur, Suyla şişmek soğur > suck buradan gelir. Atatürk 10. Cilt, 286. sayfadaki başka bir eserde Maya Yukatan mağaraları açıklamasının yanına “Yakut” notu düşmüş...


ZIT: Sıçramak (Ata: “sıçramak”, sıçratmak)

ZUL: Islatmak, sulandırmak, sıvı emdirmek (Ata: “ıslamak, sulamak”)


Maya dili dışındaki bazı çarpıcı örnekler :

Sioux'lar Günümüzde, Kuzey Dakota, Güney Dakota, Minnesota ve Kanada'nın bazı bölgelerinde yaşamaktalar. Yaşadıkları çadırlara ''Tepe'' adı verirler ve ''Ay yıldız'' simgesi kullanırlar.

Ometepe - Nikaragua'da sönmüş bir yanardağ - tepe.

Tepetl - Meksika Nahuatl kültürü dili - tepe.

Lake Havasu - Amerika Arizona'da bir göl adlı; Arizona yerli (Havasupai halkı) dilindeki anlamı - Hava (gök-mavi)-su.

Ushuaia - Arjantin'in en güney ucundaki Ateş Toprakları'nda bir kent. Kentin adı Yagan yerlilerinin dilinden geliyor. Anlamı; Ushuaia, "aşağıda", ''uçtaki'' koy.

Alakush - Arjantin Ushuai kentindeki bir milli park adı - Anlamı - Alakuş


Atatürk’ün dil ve tarih notları ile ilgili kısa bilgiler şimdilik bu kadar...


Tarihsiz ve dilsiz kalmayın esenlikle kalın....


Kaynaklar

Mayatepek, Tahsin. “Meksika’dan Raporlar: Aztek ve Maya Medeniyetleri Üzerine Gözlemler.” Türk Kültürü ve Tarih Dergisi, cilt 5, sayı 12, 1935, ss. 23-45.

Sümer, Faruk. Eski Türkler ve Maya Medeniyeti Arasındaki Benzerlikler. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1940.

Turan, Şerafettin. Atatürk ve Kültür Politikaları. İş Bankası Kültür Yayınları, 1995.

Yurt, Zeki. “Tahsin Mayatepek’in Meksika’daki Araştırmaları ve Raporları.” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, cilt 10, sayı 2, 2013, ss. 88-104.

Kaan Arslanoğlu araştırmaları (odatv makaleleri).

Comments


Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

rm442-01-04-g-mockup.png

Bana Ulaşın

© 2022 by Haluk Hizlialp. Created by Badesim Kubak.

bottom of page