ATA VE CAMİLER
“Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlı’yı batırdığı için yasakladık.
Çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki, bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir.
Ayrıca unutmayalım ki o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır”.
Mustafa Kemal Atatürk - 17 Aralık 1927, Ankara.
Mustafa Kemal, 1922 yılında Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısında, Yunan geri çekilişi sırasında yüzlerce caminin yakılıp, yıkıldığını belirterek; "Bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim" demiştir.
1 Mart 1923 tarihinde Meclis'in 4. toplantı yılının açış konuşmasında bakın ne diyor:
"Efendiler! Geçen sene zarfında Evkaf Vekâleti din ve hayır işleriyle ilgili binaların tamirat ve inşaatında oldukça mühim bir faaliyet göstermiştir. Vukû bulan tamirat yekûnu, memleketin muhtelif noktalarına ait olmak üzere 126 cami ve mescid-i şerif ile 31 medrese ve mektep; 22 suyolu ve çeşme, 175 akar ve 26 hamama ulaşmıştır…"
22 Mart 1931'de dönemin başbakanı İsmet Paşa'ya çektiği telgrafta Konya ile ilgili aşağıdaki işlerin yapılmasını ister:
"… Konya'da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle büyük bir haraplık içinde bulunmalarına rağmen, sekiz asır evvelki Türk medeniyetinin hakiki mimarî şaheserleri sayılacak kıymette bazı binalar vardır.
Bunlardan bilhassa Karatay Medresesi, Alaeddin Camii, Sahip Ata Medresesi, Cami ve Türbesi, Sırçalı Mescit ve İnce Minareli Cami derhal ve acilen tamire muhtaç bir haldedirler.
Bu tamirin gecikmesi bu abidelerin tümüyle yok olmasına sebep olacağından, evvela asker işgalinde bulunanların tahliyesinin ve tamamının mütehassıs zevat nezaretiyle tamirinin temin buyurulmasını rica ederim."
9 Aralık 1931'de Eyüp Camii'nin tamiri için şu kararı çıkarmıştır:
"1999 lira ve 70 kuruş bedeli keşfi bulunan İstanbul Eyüp Camii kurşun ve sıva tamiratının teahhüde talip çıkmadığından emaneten yaptırılması, Evkaf Umum Müdürlüğü'nün 6/12/1931 tarih ve 160 numaralı tezkeresiyle vukû bulan teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyeti'nin 9/12/1931 tarihli içtimaında tasvip ve kabul olunmuştur. İmza: Gazi Mustafa Kemal."
Atatürk'ün insiyatifi ile İstanbul'da tamir ettirilen camilerin listesi (muhammen bedelleri içeren) belgeleri ile birlikte aşağıdadır. Burada listelenen camiler Atatürk'ün yalnızca 1936-1938 yılları arasında tamir ettirdiği camilerdir. Kendisi toplamda çok daha fazla camiyi tamir ettirmiştir.
1924-1935 yılları arasında tamir edilen cami ve mescitler gerçekleşen bedeleri ile birlikte aşağıdaki gibidir:
Edirne: Selimiye, Üç Şerefeli Beyezid ve Süleymaniye minareleri, toplam 20.000 lira harcanmıştır.
İstanbul'da: Sultanahmet Camii, 50.535 lira harcanmıştır.
İstanbul: Kandilli Cami inşası,17.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Fıstıklı Camii inşası,17.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Ayasofya Camii, 52.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Piri Mehmet Paşa Camii, 5.638 lira harcanmıştır.
İstanbul: Cedit Ali Paşa Camii, 10.000 lira harcanmıştır.
Kırklareli: Sokullu Camii,12.995 lira harcanmıştır.
Manisa: Muradiye Camii,12.000 lira harcanmıştır.
Edirne: Üç Şerefeli Camii, 7.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Ayakapı'da Gül Camii, 2.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: İmrahor Camii, 1.500 lira harcanmıştır.
İstanbul: Beylerbeyi Camii, 4.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Cihangir Camii, 2.844 lira harcanmıştır.
İstanbul: Zeynep Sultan Camii, 4.300 lira harcanmıştır.
İstanbul: Sultan Bayezid Camii,12.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Selimiye Camii, 4.620 lira harcanmıştır.
İstanbul: Yeni Camii, 1.506 lira harcanmıştır.
İstanbul: Balipaşa Camii, 8.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Mecidiye Camii, 2.500 lira harcanmıştır.
İstanbul: Nusratiye camii, 2.200 lira harcanmıştır.
İstanbul: Molla Çelebi Camii, 5.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Büyük Piyale Camii, 1.696 lira harcanmıştır.
İstanbul: Rumi Mehmet Paşa Camii, 1.800 lira harcanmıştır.
İstanbul: Mihrimah Camii, 2.071 lira harcanmıştır.
İstanbul: Teşvikiye Camii, 1.422 lira harcanmıştır.
İstanbul: Hazreti Halid Camii, 7.000 lira harcanmıştır.
İstanbul: Rüstem Paşa Camii, 8.344 lira harcanmıştır.
İstanbul: Küçük Ayasofya Camii, 2.820 lira harcanmıştır.
İstanbul: Mimar Sinan Türbesi, 6.617 lira harcanmıştır.
İstanbul: Süleymaniye Camii, 6.300 lira harcanmıştır.
1924-1935 seneleri arasında Atatürk'ün emri ve izni ile cami tamirlerine toplam 293.608 lira harcanmıştır.
Cami tamir çalışmaları 1940’larda da devam ediyor. 31 Mayıs 1940’ta Meclis konuşmasında İstanbul Milletvekili Ziya Karamürsel ve Tokat Milletvekili Nazım Poroy aralarında Mahmut Paşa, Sinan Paşa, Laleli, Hüseyin Ağa, Bayezid, Atik Ali Paşa, Mesih Ali Paşa Camiileri, Yeni Cami, Sokullu Camii, Azapkapı Camii gibi çok sayıda caminin tamir edildiğini belirtiyor. Tokat Milletvekili Nazım Poroy da Çinili Camii ve Şemsi Paşa Camii’nin tamir edildiğini ekliyor.
Bu sırada Türkiye 2.Dünya Savaşı yıllarını yaşıyor. 1942 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın en alevli günlerinde Hitler’in orduları sınırımıza dayanıyor. İsmet Paşa İstanbul’un bombalanacağını tahmin ediyor. İstanbul’daki saraylarda ve müzelerde bulunan tarihi eşyaları, zarar görmemeleri için Alman uçaklarının menzili dışında kalan bölgelerdeki emniyetli binalara koymayı planlıyor.
İsmet Paşa düşmanın dini yerleri bombalamayacağını tahmin etse de Topkapı’daki bütün saray eşyalarını, padişahların tahtlarını, mücevherleri, kutsal emanetleri, Hazreti Muhammed’in sancağını, kılıcını, Hırkai Saadeti, Hazreti Osman’ın kanlı Kuran’ı Kerimi’ni, Atatürk’ün Samsun’da çıktığı tahta iskeleyi ve başka önemli eserleri tam 48 vagona yerleştirerek Niğde’ye gönderiyor.
Bu değerli eşyaları korumak için Topkapı Sarayı İkinci Müdürü Lütfü Turanbek başkanlığında 30 görevli, aileleri ve çocuklarıyla birlikte Niğde’ye gidiyor. Bu değerli eşyalar Niğde’de Ak Medrese, Sarı Han ve Ulukışla’ya yerleştiriliyor ve etrafına nöbetçi askerler yerleştirilip kimse içeri alınmıyor.
Bu ve benzeri olaylar her dönemde Atatürk ve İsmet Paşa düşmanları tarafından, ''Atatürk camileri yıktırdı; İsmet Paşa Niğde’deki camilerin kapısına asker koyup halkın içeri girmesini önledi'' diye onların aleyhine kullanılmaya çalışılmıştır ne yazık ki...
Tarihi doğru kaynaklardan okuyup öğrenmek gerekir. Kasıtlı iftiralarla uydurulmuş düzmece söylenti ve hikayelere itibar etmeden önce gerçek belge ve bulguları araştırıp okumak her vatansever T.C. vatandaşının yurttaşlık sorumluluğu olsa gerek...
Kaynaklar
Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eserinden...
Commentaires